Bilenler bilgilerini tazelesin, bilmeyenler okusun öğrensin. Görüntü gözlem izlenim mantık yeterli olsaydı, soruya sorguya bilime gerek kalmazdı, daha ilginç olanı, sanat da olmazdı. Büyüleyici özelliği güzelliği olmayan, içine alıp başka bir yere götürmeyen, götürdüğü sanal gerçeklik içinde beslemeyen, insanın ayağını yerden kesmeyen, iyi doğru güzel gerçek olanı göstermeyen, yanılsama yaratmayan hiçbir şey sanat olamaz. Politik Sanat üzerine okumuş yazmışların, hayatta neler olabileceği üzerine azcık kafa yormuşların, bazen gözleriyle gördüğüne bile inanmaması gerekir. Sanat büyücülük değildir, büyüleyiciliktir. Sanat ile igili yazılmış söylenmiş ne varsa hepsinin özü özeti işte bu üç beş satırcık bilgidir.
Daha ilginç olanı, bütün sanatçılanın ilerici devrimci oluşu ve köleciliğin her türüne karşı koyuşudur. Hem kölecilerin desteğini alacaksın, hem de desteğini aldığın kölecinin dibini oyacaksın, kolay değil. Köleciliğin en uyanık savunucularını uyutmak ve bazen olanı devre dışı bırakmak, hiç kolay değil. Ama sınıf savaşının bu en duyarlı akıllı öncüleri, tehlike arttıkça daha akılcı olmanın yollarını aramışlar. Buldukları yöntem çok basit, daha iyi sanatçı olmak, daha doğru kavrayışa ulaşmak, sarı diken gibi yumuşacık olmak. Sarı diken yumuşacıktır, ucu iğne gibi inceciktir, batarken battığını anlamazsın, battıkdan sonra dikeni kuyruğundan tutup çıkaramazsın. Demek oluyor ki, sanatçının söylemi girdiği yerden çıkmaz. Bunu bildikleri için, köleciler sanatçıyı özgür bırakmaz. Su yolunu bulur ise, akacak kan damarda durmaz ise, konuşmasını bilen için yasak olmaz. Herkesin bildiği dilden anlatamazsan, kuş diliyle anlatırsın.
Gelelim asıl konuya. Devrimci Sanat toplumsal ayrışmayı çatışmayı dayanışmayı örgütlenmeyi nasıl etkiler? Aşık İhsani "Korkuyorlar korkacaklar korksunlar, geliyoruz geleceğiz yakındır. Kim nerede ne işliyor hepsini, biliyoruz bileceğiz yakındır." diyordu. Aşık İhsani türkü söylerken hainden hırsızdan korkmuyordu, hainler hırsızlar İhsani'yi dinlemekten korkuyordu. Sanat korkaklığa kaypaklığa salaklığa yer vermiyordu. Korkaklar kaypaklar salaklar hainler hırsızlar, devrimci sanatı sanattan saymıyordu. İhsani'yi görmezlikten gelenler, Türk dili edebiyatı üzerine mangalda kül bırakmıyordu. Yani bugün benim başıma gelenler, geçmişte İhsani'nin başına geliyordu.
İçeriğin biçimin birbirine uyumlu olması gerekir. İçeriği uyarma uyandırma olan sanat devrimcidir, içeriği avutma uyutma olan sanat karşı-devrimcidir. Güzel biçim veya ustalıklı anlatım, tek başına sanat değildir. İçeriksiz biçim sepet olur, sanat olmaz. Amacı olmayan hiçbir şey sanat sayılmaz. Sabahtan akşama kadar volta atmak veya orda burda gezinti yapmak, yürümek değildir. Yürümek, bir yerden bir yere gitmektir. Gidilecek yer doğru seçilmişse gerisi kolaydır. İnanmış müslümanlar için, Kâbe'ye gitmekle Kâbe'nin yolunda ölmek arasında fark yoktur. İşte o yüzden sanatçı, yakaladığı ışığı paylaşandır, geçmişi geleceği aydınlatandır. Sarı diken gibi girdiği yerden çıkmayandır.
Benim "Boyama Kitabı 1-2-3-4" dikkatle incelenecek olursa, aslında bunun bir eğitim programı olduğu görülür. Sadece resim yapma tekniği bilgilerini öğreten değil, öğrenciyi öğretmeni aileyi eğiten bilinçlendiren bir çalışma yaptım. Resim, gördüğünü doğru algılamaktır, algıladığını kıyaslamaktır, kafada oluşmuş olguyu çizgiyi biçimi rengi gerçeği bir yere aktarmaktır. Düşünen insana ihtiyacımız kalmadığı için olsa gerek, resim dersini ilköğretim programından çıkartmışlar. Resim dersinin yerine, yaptıklarını gizlemek için, Görsel Sanatlar diye uydurma bir ders koymuşlar. İşte bu nedenle, resim dersi bir daha ilköğretim programına konulursa, neyin nasıl niçin yapılacağı ile ilgili boş tartışmalara girilmesin diye, kırk yıllık bilgi birikimimi değerlendirdim, yepyeni bir program ürettim. Uygulanma olanağı olmayan program, isterse sanat eğitimi programı olsun, kimseye yarar veya zarar sağlamıyor. Daha doğrusu, güncel yarar veya zarar sağlamayacağı belli olduğu için, kimse benimle ilgilendiğinin çeyreği kadar kitapçıklarımla ilgilenmiyor.
Cahit Çelik http://cahit-celik.blogspot.com
Cahit Çelik http://cahit-celik.blogspot.com