Sayfalar

Türkiye tarihinin özü özeti


Edebiyatta sanatta siyasette bilimde başarılı olmak için her şeyden önce gerçeği görmeliyiz. Dünyayı ve olayları doğru kavramalıyız. Yurdumuza yurttaşımıza sahip çıkmalıyız. İnsanlığın bilgi birikiminden yararlanmalıyız.

15.000 yıl önce Anadolu’da ilk buğday tohumunu toprağa eken yurttaşımız insanlığın yolunu açtı. Ektiğimiz her tohum tanesi toprakta çoğaldıkça toprağın kadın gibi doğurgan olduğuna inandı. Toprak Ana'nın kucağında yırtıcı hayvanlara bile yer vardı. 5.000 yıl önce herkes avcılık toplayıcılık üreticilik yapardı. Kimsecikler aç kalmazdı, açıkta yatmazdı, ibnelik orospuluk yapmazdı. İnsana doğaya doğallığa saygı vardı. 

Anadolu insanı 5.000 yıl önce çanak çömlek yaparken, çömlekçi çarkını icat etti. İnsanoğlunun yaptığı ilk teknik devrim, işte bu çömlekçi çarkıdır. Çömlekçi çarkı döner dönmez toplum yaşamında köleci düzeni getirdi dayattı. Doğaldır ki, o güne kadar üretimin dışında olan avcı toplayıcı kurnaz erkek, olayı hemen kavradı ve kadının elinden çömlekçi çarkını aldı. Savaş tutsaklarını zorla çalıştırmak suretiyle köle yaptı. Toprak Ana'nın karşısına köleci tanrı Atta'yı çıkardı. Her türlü ayrışma çatışma başladı. Çömlekçi çarkından 500 yıl sonra, demirci körüğü geldi girdi yaşantımıza. 

4.000 yıl önce demirden balta bıçak kama üretildi. Baltanın bıçağın kamanın üretilmesi, Anadolu'da kıyametin kopmasına yol açtı. Kralların ve kralcıkların elinde balta bıçak kama vardı. Köle olmayı kabul etmeyenler ateşe sarıldı. Kralları ve kralcıkları cayır cayır yaktılar. Can derdine düşen krallar kıralcıklar köleciler yandaşlarıyla yoldaşlarıyla birlikte sürüler halinde dağlara uzaklara kaçtı. Uzaklara kaçanlar, geldikleri yeri yöreyi bile unuttu. Dağlara kaçanlar, toplum yaşamının dışında kaldı. Köleciliği kabul etmeyenler Anadolu toprağında Türkleşti. Türkleşme, kavim kabile soy boy ırk inanç dil değiştirme değildir, yurduna yurttaşına sahip çıkmaktır, ekildiği dikildiği toprağa egemen olmaktır. Türk, "egemen olan" demektir. Türk olmak için, Türkçe konuşmak yetmez. Yurduna yurttaşına egemen olmayana Türk denmez.

4.000 yıl önceki bozgundan yüz yıl sonra ortaya çıkan akıllanmış krallar ve kralcıklar, Büyük Kral'la Kraliçe'yi eşit yetkilerle donattı. Kölenin de bazı hakları olduğunu karara bağladı. Özgür yurttaşlardan ordu kurmayı başardı. Her savaştan sonra, kralcıklar kralların, krallar da Büyük Kral'ın egemenliği altına girdi. Kızılırmak yayı içinde Hatti, doğuda Hurri, batıda Luvi krallığı vardı. Hatti krallığı, diğerlerini yedi yuttu, Hatti İmparatorluğu oldu. Hattiler Hurriler Luviler, Anadolunun yerli halkıdır. Başkası vardır, öncesi yoktur. 

Truva Savaşı’nda saldırganlar on yıl boyunca başarılı olamadı. Birgün bizden biri yanlış yaptı. Düşmana akıl verdi. Savaşta biz yenildik. Yurdumuz ilk defa işgal edildi. Yabancı boyunduruğu altına girmeyen yerli krallar kralcıklar ve köle olmayı kabul etmeyen insancıklar öldürüldü. Truva Savaşı’ndan sonra, beş yüz yıl boyunca, okur yazar kimsenin olmadığı karanlığın külleri örttü Anadolu toprağını. Okumayı yazmayı unuttuk.

Kölecilerin dayatması sonucu Anadolu'da Grek dili yaygınlaştı. Yazarlar sanatçılar bilginler zenginler Grekçe konuşmaya okumaya yazmaya başladı. Heredotos Homeros Strabon Tales Anaksimenes Diogenes Isidoros Sostratos Hippodamos Eudoksos ve daha diğerleri, Anadolu insanı olduğu halde, Grek nüfusuna yazıldı. İranlı köleciler Anadolu’yu işgal etmek için gelince, Ksanthoslu ve Kaunoslu kölecilerden başka direnen olmadı. Grekler’den kurtulduk, Persler’e yakalandık.

Pers kölecilerden iki yüz yıl sonra, Makedonya Kralı İskender geldi Anadolu'ya işgal için. Termessos halkı, İskender'in 20.000 kişilik ordusuna karşı bir avuç kuvvetle direndi. İskender başarılı olamayacağını anlayınca geri çekildi. Buna rağmen, krallar kralcıklar hiçbir direniş yapmadan İskender'e teslim oldu. İskender, Suriye üzerinden Mısıra gitti. İran'ı Afganistan'ı Pakistan'ı işgal etti. Kurduğu imparatorluğu yönetmek için Babil’e geldi. Babil’de açgözlü saldırgan olmanın bedelini ödedi. Kırk güne kalmadan öldü gitti. 

İran’da Pers devleti yıkılır yıkılmaz, İranlı Mitra Amasya'da Pontos Krallığı'nı kurdu. İskender artıklarıyla otuz yıl savaştıktan sonra, İsa'dan önce 302 yılında esir düştü ve öldürüldü. Yerine oğlu İkinci Mitra geçti. Savaş devam etti. Üçüncü Mitra'nın oğlu Farnakes, İsa'dan önce 185 yılında Sinop'u aldı ve Pontos Krallığı'na başkent yaptı. Pontos Krallığı, Anadolu'da kurulan ikinci yerli bağımsız devlettir.

Altıncı Mitra kral olduğunda ufacık bir çocuktu. Ama hayalleri düşleri büyüktü. Karadeniz kıyılarını ve Kırım'ı Grek kölecilerden kurtardı. İsa'dan önce 88'de Romalı köleciler savaşa katıldı. Altıncı Mitra, yabancı köleci egemenliğini kıra kıra Sinop'tan İzmir'e uzandı. Atina'yı vergiye bağladı. Bergama'yı Pontos Krallığı'na başkent yaptı. Truva Savaşı'ndan bin yıl sonra yabancı kölecileri bozguna uğrattı.

Altıncı Mitra'nın akılsız oğlu Farnakes, düşmanın gözüne girmek için, kendi babasını öldürdü ve babasının ölüsünü düşmana gönderdi. Romalı köleci Sezar bu altın fırsatı değerlendirdi, 20.000 kişilik ordusuyla saldırıya geçti. İki ordu Zile'de buluştu. Farnakes'in 40.000 kişilik ordusu, İsa'dan önce 47 yılında yenildi. Sezar, "Geldim, gördüm, yendim!.." dedi. Pontos Krallığı bitti. 

Romalı köleciler zalimlik zorbalık yaptı. Anadolu halkı kölecilerden kurtuluş yolu ararken umutlar yeşerdi. Konya'da Selçuklu Devleti kuruldu. Selçuklu Devleti de köleci düzenin bataklığına battı. Amasya'da Baba İlyas, Selçuklu'ya karşı direniş başlattı. Konya'dan gelen orduyu tek başına karşıladı. Amasya halkı savaşa katıldı. Direnişin öncüsü İlyas, Amasya Kalesi'nin burçlarına asıldı. Amasyalılar pırasa gibi doğrandı. İlyas'ın öğrencisi arkadaşı yoldaşı Baba İshak, Adıyaman'da başlattı ayaklanmayı. Maraş Malatya Sivas Tokat ayaklanmaya katıldı. Amasya'da İlyas'ı öldürenleri öldürdüler. Konya üzerine yürüdüler. Yarı yolda yenildiler. Direnişçilerden geriye kalmış iki yiğit, Selçuklu'yu yıkmak için ant içti. Söğüt'te Kayı Boyu'na gitti. Osmanlı'ya öncülük yaptı. Selçuklu yıkıldı. 

Fatih Sultan Mehmet İstanbul'u aldığında, kuşlar gibi özgür olmanın keyfini yaşadı. "Allah'ım, sana bin şükür olsun. Üzerimdeki bin yıllık ağırlığı kaldırdın!.." dedi. Kırk bin kölesi vardı, köleciklerin hepsini özgürleştirdi. En az 200.000 köle özgürlüğüne kavuştu. Eski kölecilik çağı bitti. Ağalar beyler tefeciler bezirgânlar egemen sınıf oldu. Tokat’ta Celali isyanlar başladı. Sivas’ta Pir Sultan Abdal asıldı. Bolu’da Köroğlu dağa çıktı.

1919'da Anadolu beşinci defa işgal edildi. Ama bu işgal beş yıl bile sürmedi. Mustafa Kemal'in askerleri, işgalci düşmanı yurttan attı. Osmanlı İmparatorluğu'ndan Türkiye Cumhuriyeti'ne devrimci geçiş yaptı. Kölecilerin hevesini kursağında bıraktı. Atatürk, "Ne mutlu Türküm diyene!.." dediği anda, 5.000 yıllık ayrılık karşıtlık bitti. Ağalık beylik tefecilik bezirgânlık düzeni çöplüğe atıldı. Sömürgenler kemirgenler gericiler bundan hoşlanmadı. Atatürk'den sonra yönetim sağını solunu yolunu şaşırdı. İşbirlikçi tekelci yerli aymaz yobaz hain hırsız burjuva sınıfı ve ortaçağ artığı ağa bey tefeci bezirgân takımı, en büyük yanlışı yaptı. Memleketi milleti sattı.

Anadolu'da yerli köleci zorbaları 4.000 yıl önce bozguna uğrattık. Kölecilerin egemen olması, bu bozgundan yüz yıl sonra filizlenen akıllanmış kuşağa kaldı. Pankus denilen köleci meclis, kölenin de bazı hakları olduğunu karara bağladı. Kral'la Kraliçe'yi aynı yetkilerle donattı. Özgür yurttaşlardan ordu kurmayı başardı. İşte bu ordu, Türk Ordusu'dur. Türk Ordusu iki defa yenildiği için, 2.400 yıl yabancı kölecilerin boyunduruğu altında kaldık. NATO'ya girmekle yurdumuzu yurttaşımızı yabancıya bıraktık. Amerikan aşkı uğruna yanlış işler yaptık.

Soy boy kavim kabile ırk inanç ayırımcılığı yapıyorlar. Türkler'i aşağılayan dışlayan suçlayan her türlü görüşe kucak açıyorlar. Para pul silah külah yalan dolan veriyorlar. Kendileri birleşmek bütünleşmek isterken, bize ayrışma çatışma dayatması yapıyorlar. Ve bir de utanmadan, hak hukuk adalet insanlık çağdaşlık palavrası atıyorlar. Dostu düşmanı ayırt edeceğiz. 

İlk bakışta görüleni algılamak yetmez. Görülmeyeni de görmek gerekir. Belirleyici olguyu çizgiyi biçimi rengi gerçeği göreceğiz. Yeryüzüne ilk buğday tanesini biz ektik, son buğday tanesini de biz ekeceğiz. Ama bu arada, Hatti Hurri Luvi köklerimizi de öğreneceğiz. Yurdumuzu yurttaşımızı bilimi bilgeyi sanatı sanatçıyı seveceğiz. Köleciler dayattıkça ayrılığı, birleşeceğiz bütünleşeceğiz. Darda zorda kaldıkça, üretimin gücünü göreceğiz. Yalancı dolancı değil, gerçekçi olacağız!.. 


Cahit Çelik