Sayfalar

‘Fay yasası’ yerine ‘Türk yasası’

Barış Terkoğlu


13 Şubat 2023 Pazartesi


Rant alanları yaratıp inşaata açıyorlar. Müteahhitlere “Buyur”diyorlar. Yaptığı işe imzayı basıyorlar. Pastadan büyük parçayı alıyorlar. Yalnız bir gün yanlarında olacakları yurttaşı enkazda bırakıyorlar. Sonra da “Kader” diye kafa sallıyorlar.

Önümde bir mektup duruyor. Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı Hüseyin Alan 2 Mart 2021’de yazmış. Cumhurbaşkanı ve AFAD dahil birçok kuruma göndermiş. Mektubun başlığı şöyle: Kahramanmaraş’ın Depremselliği. Mektubun ekinde bir de bilimsel rapor var.

Maraş’taki yüksek deprem riskini tanımlıyor: “Maraş, doğrudan diri fay hatları veya zonları üzerine oturmaktadır.” Devlete net bir uyarıda da bulunuyor: “Kahramanmaraş ilimizin deprem zararlarından etkilenmesinin önlenmesi amacıyla bir dizi çalışmayı acilen başlatmak gerekli.”

ERKEN DEPREM UYARISI

Maraş’taki depremden iki sene önce yazılan mektupta, yıkılan binaların durumu önceden tanımlanmış: “Kahramanmaraş’ta birçok yerleşim alanı, zayıf mühendislik özelliklerine sahip zemin birimleri üzerine oturuyor.”

Mektup, “kentin gelişim ve yerleşim stratejilerinin yeniden belirlenmesi” önerisinde bulunuyor. Buna göre Maraş’ta, diri fay hatlarının haritasına göre şehir yeniden planlanmalı. Mevcut binalar gözden geçirilerek kentsel dönüşüm çalışması yapılmalı. Maraş’ta deprem planı hazırlanmalı.  

Mektupta, Meclis’e de öneride bulunulmuş. “Yurttaşların can ve mal güvenliklerinin sağlanması”, “faydaki alanlar için yapı sınırlaması getirilmesi” için “fay yasası” teklif edilmiş. Jeoloji mühendisleri, elini taşın altına koyarak “Destek vermeye hazırız” diye bitirmiş.

PAZARCIK DA SÖYLENMİŞ

Mektubun ekindeki rapor ise bugünü daha net anlatıyor. Maraş’ta depremler tarihine yer veriliyor, Maraş’ı tehdit eden fay hatları haritada gösteriliyor. 6 Şubat’tan iki sene önce, neyle karşı karşıya olduğumuz söyleniyor:

“Tarihsel deprem kayıtları, olasılıkla Kahramanmaraş içerisinden, geçmişte yüzey faylanması oluştuğunu göstermektedir. Bu nedenle, Kahramanmaraş, olabilecek büyük bir depremde de yüzey faylanması tehlikesi altındadır. (…) Kahramanmaraş’ın 6.5’ten büyük depremde hem depremin yaratacağı şiddetli sarsıntı hem de yüzey faylanması tehlikesi nedeniyle hasar alması beklenmektedir. Bu durumda en akıllıca yaklaşım, yapıların deprem sarsıntısını karşılayacak biçimde kurallara uygun hale getirilmesidir.”

O kadar ki...

7.7’lik depremin merkez üssü Pazarcık’tı. İki yıl önce yazılan rapor tam da burayı işaret etmiş:

“Doğu Anadolu Fayı’nın Pazarcık ya da Türkoğlu segmenti, 1513 yılından bu yana yıkıcı deprem üretmemiş, 7.4 büyüklüğüne varacak bir deprem üretme kapasitesine sahip bir faydır.”

FAY BEKLERKEN ‘TÜRK YASASI’

Buna rağmen ne mi oldu?

Jeoloji Mühendisleri Odası ile konuştum. Kimse uyarılarına kulak asmamış. “Üstümüze düşeni yaparız” dedikleri halde kimse göreve de çağırmamış. Olası deprem, yeri ve büyüklüğü bile iki sene öncesinden öngörülürken hiçbir şey yapmadan beklenmiş. Yetmemiş, “İmara açılmasın” denilen yerlere yeni binalar yapılmış.

Dahası var...

Başında Türk kelimesi olan TMMOB’nin jeoloji mühendisleri, hükümete bu işleri hızlandıracak “fay yasası” önermişti ya... “Kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşu” olması nedeniyle, kanunla “Türk” adını alan TMMOB’nin isminden, hükümet rahatsız oldu. Erdoğan talimat verdi. Depremden 3.5 ay önce, 27 Ekim’de adalet bakanı, TMMOB’den Türk adının çıkarılması için yasal çalışma yaptıklarını açıkladı. “Fay yasası” bekleyen, görevi gereği hükümetin yanlış uygulamalarını eleştiren TMMOB, “Türk yasası” ile karşı karşıya kaldı. Türk yurttaşlarının enkaza gömülüşünü izlerken karşı söz söyleyeni Türklükten çıkarmak, müteahhit sınıfının partisinin doğasına uygun bir seçimdi.

Kılıçlarının ucundaki kadersizlere boyun eğdirmek için, kaderin adını kullanıyorlar. İnsan kendi yazgısını kendi yazdığı gün, mezarlıklar sadece zamanı gelmiş ölümlerin mekânı olacak.

https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/baris-terkoglu/fay-yasasi-yerine-turk-yasasi-2051196

 

 

https://sinifsiztoplumplatformu.blogspot.com

https://cahit-celik.blogspot.com

 

Depreme dayanıklı olması gereken binalar neden çöktü?

10 Şubat 2023

 

Jake Horton & William Armstrong

BBC Reality Check & BBC İzleme Servisi


Türkiye’deki depremlerde, yeni inşa edilen binaların çökmesi öfke yarattı. BBC, ülkedeki bina güvenliği konusunda ne gibi ipuçları verdiklerini bulmak için, enkaza dönüşen üç yeni binayı inceledi.

7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki iki büyük sarsıntı, Türkiye’de ve Suriye’nin kuzeyinde, her tür binayı yıktı ve on binlerce kişinin ölümüne yol açtı.

Ancak en yeni apartmanların bile yerle bir olması, ülkedeki bina güvenliği standartlarıyla ilgili soruları gündeme getirdi.

Modern inşaat teknikleri, binaların bu büyüklükte depremlere dayanabilmesini sağlıyor.

BBC’nin tespit ettiği, yıkılan üç yeni binanın ilkine dair sosyal medyadaki görüntüler insanların çığlık çığlığa kaçtıklarını gösteriyor.

Malatya'da çöken bina

Malatya’daki apartmanın alt yarısının çöktüğü görülüyor ve binanın üst yarısı, toz ve moloz yığınının üzerinde eğik bir şekilde ayakta kalıyor.

Bu apartmanlar, geçen yıl inşa edilmişti ve sosyal medyada görülen reklamlarda binanın “son deprem yönetmeliğine uygun yapıldığı” söyleniyordu.

Reklamda tüm malzemelerin ve işçiliğin “birinci sınıf kalite” olduğu iddia ediliyordu.

Orijinal reklam şu anda internette bulunamıyor, ancak sosyal medyada dolaşan ekran görüntüleri ve videolar, aynı şirketin benzer reklamlarıyla örtüşüyor.

Binanın yeni inşa edilmiş olması, 2018’de güncellenen yönetmeliğe uygun yapılmış olması gerektiği anlamına geliyor.

Bu yönetmelikte, deprem riski olan bölgelerdeki yapılarda, çelik çubuklarla güçlendirilmiş yüksek kaliteli beton kullanılması gerektiği belirtiliyor.

Sütunların ve kirişlerin de depremin etkisini karşılaması için, etkin bir şekilde dağıtılması öngörülüyor.

Ancak BBC, bu apartmanda kullanılan inşaat standartlarını teyit edemedi.

Fotoğraflar, İskenderun’da yeni inşa edilen bir apartmanın da büyük ölçüde yıkıldığını gösteriyor. 16 katlı binanın yanı ve arkası tamamen göçtü ve küçük bir kısmı ayakta kaldı.


BBC, binanın fotoğraflarını, inşaat şirketi tarafından yayımlanan ve 2019’da tamamlandığını gösteren bir reklam fotoğrafıyla eşleştirdi.


Bu da, binanın en son standartlara göre inşa edilmesi gerektiği anlamına geliyor. 


BBC, binayı yapan inşaat şirketiyle temasa geçti, ancak herhangi bir yanıt alamadı.


BBC’nin teyit ettiği Antakya’dan gelen bir fotoğraftaysa, dokuz katlı bir apartmanın enkaza dönüştüğü görülüyor. Enkazın önünde sitenin adı olan Güçlü Bahçe de seçiliyor.


Binanın açılış törenini gösteren bir videoya ulaştık ve görüntüler, inşaatın Kasım 2019’da bittiğine işaret ediyor.


Görüntülerde Ser-Al inşaat şirketinin sahibi Servet Altaş “Güçlü Bahçe projesi hem konumu hem de inşaat kalitesi anlamında diğerlerine kıyasla çok özel” diyor. 


Sitenin mütteahiti Servet Altaş açılış töreninde “Güçlü Bahçe projesi hem konumu hem de inşaat kalitesi anlamında diğerlerine kıyasla çok özel” diyordu.

BBC’nin sorularını yanıtlayan Altaş “Hatay’da inşa ettiğim yüzlerce bina içinde maalesef iki apartman çöktü” dedi.

Altaş, depremin çok büyük olduğunu ve kentte neredeyse hiçbir binanın ayakta kalamadığını da ekledi ve “Bazı medya kuruluşlarının algıları değiştirdiğine ve haber yapma kisvesiyle günah keçileri bulmaya çalıştığına üzülerek şahit oluyoruz” dedi.

Depremden etkilenen bölgede bu kadar çok sayıda binanın çökmesinden sonra, Türkiye’de birçok kişi, inşaat yönetmeliklerini sorgulamaya başladı.

Depremler şiddetli olsa da, uzmanlar düzgün bir şekilde inşa edilmiş binaların ayakta kalması gerektiğini söylüyor.

Acil Durum Planlaması ve Yönetimi Uzmanı Prof. David Alexander, “Depremin maksimum yoğunluğu şiddetliydi ama iyi inşa edilmiş binaları yakacak kadar da değildi” diyor:

“Birçok yerde sallantı maksimum derecenin altındaydı, dolayısıyla yıkılan binlerce binanın neredeyse tamamının makul deprem inşaat yönetmeliğine uygun olmadığı sonucuna varabiliriz.”

İnşaat yönetmeliklerinin uygulanmaması 

İnşaat yönetmelikleri, 1999’da 17 bin kişinin hayatını kaybettiği İzmit depreminin ardından sıkılaştırıldı. 

Ancak, son olarak 2018’de güncellenen yönetmelikler pek uygulanmıyor. 

Prof. Alexander “Sorun kısmen, mevcut binaların çok az güçlendirilmesi, ancak bir de yeni inşaatlarda kurallar da çok az uygulanıyor” diyor. 

BBC Ortadoğu Muhabiri Tom Bateman’ın Adana’da konuştuğu insanlar, çöken bir binanın 25 yıl önceki depremde hasar aldığını, ancak herhangi bir güçlendirme yapılmadığını söyledi. 

Ülkenin ağır deprem geçmişine karşın milyonlarca kişinin yoğun nüfuslu, yüksek katlı binalarda yaşadığı Japonya gibi ülkeler, inşaat yönetmeliklerinin insanları felaketlere karşı nasıl koruyabildiğini gösteriyor. 

İnşaat güvenliği kuralları, binanın kullanım amacı, deprem riski en yüksek bölgelere olan yakınlığına göre değişiyor.

Basit güçlendirmeden, hareket sürgülerine, binayı yer hareketlerinden izole etmek için dev bir şok emici üzerine inşaya kadar değişiyor. 

Kuralların uygulanması neden zayıf? 

Ancak Türkiye’de hükümet belirli aralıklarla “imar afları” ilan etti. Bu da uygulamada, gerekli güvenlik sertifikaları olmadan inşa edilen binaların hukuken cezadan muaf tutulması anlamına geliyor.

İmar afları 1960’lı yıllardan beri çıkartılıyor ve sonuncusu 2018’deydi. 

Karşıtları, uzun süredir bu tür afların büyük bir depremde felakete yol açacağı uyarısı yapıyordu. 

Türkiye Mimar ve Mühendisler Odasına bağlı, Şehir Plancıları Odası’nın İstanbul Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, deprem bölgesinde 75 bin kadar binanın imar affından yararlandığını söylüyor. 

Felaketten sadece bir kaç gün önce, Türk medyası yeni bir imar barışı yasasının parlamentoda onay beklediği haberini geçmişti. 

Jeolog Celal Şengör de geçtiğimiz aylarda, fay hatlarıyla dolu bir ülkede bu tür imar barışı yasalarının “suç” olduğunu söylemişti. 

BBC Türkçe’nin İzmir’de 2020’de meydana gelen depremden sonra yaptığı haberde, kentte 672 bin binanın son imar barışından faydalandığı belirtiliyordu. 

Aynı haberde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın 2018’de Türkiye’deki binaların yüzde 50’sinin, yani neredeyse 13 milyon binanın, inşaat yönetmeliklerine uygun yapılmadığını söyleyen raporundan bahsediliyordu. 

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, son depremlerin ardından inşaat yönetmelikleriyle ilgili soruya “Bizim inşa ettiğimiz hiçbir bina yıkılmadı. Sahadaki hasar değerlendirme çalışmalarımız hızla devam ediyor” yanıtını verdi.

Katkıda bulunanlar: Olga Smirnova, Alex Murray, Richard Irvine-Brown ve Dilay Yalçın.

https://www.bbc.com/turkce/articles/cw43jvpxw9ro

 

 

 

 

https://sinifsiztoplumplatformu.blogspot.com

https://cahit-celik.blogspot.com