T.C. Anayasası’nın 105. Maddesine göre; Cumhurbaşkanları görevdeyken vatana ihanet suçu dışında suç işlediklerinde bu suçlardan dolayı yargılanabilir mi? [*]
Cumhurbaşkanı’nın
“sorumlu ve sorumsuzluk” durumunu belirten Anayasa’nın 105. maddesi: « MADDE 105 –
Cumhurbaşkanının, Anayasa ve diğer kanunlarda Başbakan ve ilgili bakanın
imzalarına gerek olmaksızın tek başına yapabileceği belirtilen işlemleri
dışındaki bütün kararları, Başbakan ve ilgili bakanlarca imzalanır; bu
kararlardan Başbakan ve ilgili bakan sorumludur.
Cumhurbaşkanının
resen imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil yargı
mercilerine başvurulamaz.
Cumhurbaşkanı, vatana ihanetten dolayı, Türkiye
Büyük Millet Meclisi üye tamsayısının en az üçte birinin teklifi üzerine, üye
tamsayısının en az dörtte üçünün vereceği kararla suçlandırılır. »
1 –
Anayasa’nın 176. maddesinin ikinci fıkrasında « Madde kenar başlıkları,
sadece ilgili oldukları maddelerin konusunu ve maddeler arasındaki sıralama ve
bağlantıyı gösterir. Bu başlıklar, Anayasa metninden sayılmaz. » deniliyor.
2 –
Anayasa’nın 105. maddesi birinci fıkrası, “Cumhurbaşkanının .... tek başına yapabileceği belirtilen işlemler”den
Cumhurbaşkanının sorumlu olduğu anlaşılıyor. Ama bu sorumluluğundan dolayı
Anayasa’nın 105. Maddesi ikinci fıkrası da, « Cumhurbaşkanının resen (tek
başına - bn) imzaladığı kararlar ve emirler aleyhine Anayasa Mahkemesi dahil
yargı mercilerine başvurulamaz. » hükmünü getiriyor.
Anayasa’nın
105. maddesinin ikinci fıkrasında, Cumhurbaşkanı görevlerini yaparken
gerçek ve tüzel kişilere karşı, siyasi vb. suç işlediğinde Anayasa Mahkemesi
dahil yargı mercilerine başvurulamaz, direkt suçlamayla dava açılamaz, diye bir hüküm yoktur.
Anayasa’nın
105. maddesinin son fıkrasında belirtilen, Cumhurbaşkanı yargılanırken
izlenecek yol ve şeklin (hukukun) 105. maddenin ikinci fıkrası için de geçerli
sayılacağı yorumu, “vatana ihanet suçu” ile diğer suçları
kıyaslıyarak “kıyas-ı mukassem” yaratmaktır, dolayısıyla
sakattır. Ortaya çıkacak ikilemden dolayı dava sonucu ortada kalacağından hüküm
kurulamaz.
3 –
Anayasa’nın 105. maddesinin son fıkrası, “vatana ihanetten dolayı”
işlenecek suçlardan yargılanırken Cumhurbaşkanı’nı; Başbakan ve Bakanlar gibi
dokunulmazlık zırhıyla koruyarak Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet
Başsavcıvekili’nin suçlamasıyla değil de, TBMM tarafından “suçlandırılması”
yolu şekli (hukuku) izlenerek
yargılanacağı hükmünü getiriyor. Cumhurbaşkanı’nın vatana ihanet suçu dışında
suç işlediğinde yargılanamayacağını belirtmiyor.
105.
maddenin son fıkrası, sıfat veya zarf gibi sözcükler kullanarak, Cumhurbaşkanı
“sadece” (veya “yalnızca”) vatana ihanetten dolayı suçlandırılır da demiyor. Kaldı ki, Anayasa’nın 105.
maddesinde “sorumsuz” sözcüğü de direkt olarak geçmiyor.
4 –
Anayasa’nın 125. maddesi ikinci fıkrası, « Cumhurbaşkanı’nın tek başına
yapacağı işlemler .... yargı denetimi
dışındadır. » hükmü de, Cumhurbaşkanı’nın yapabileceği işlemler ve
görevlerle ilgilidir, işlenecek suçlarla ilgili değildir.
5 – Örnek olarak: Cumhurbaşkanları;
Anayasa’nın 138. maddesinin 2. 3. ve 4. fıkraları ile ilgili suçları veya Anayasa’nın
153. maddesinin 6. fıkrasıyla ilgili suçları işlerse, bunlar görevleriyle
ilgili suçlardır.
Cumhurbaşkanları;
temsilen katıldıkları tören ve toplantı gibi etkinliklerde suç işlerse, bunlar
da görevleriyle ilgili suçlardır.
Cumhurbaşkanları,
kendi kullandığı araçla göreve giderken veya görevden gelirken trafik suçu
işlerse, bize göre, bu suçlar da göreviyle ilgili suç sayılır.
Örnek
verdiğimiz bu suçların çoğu “vatana ihanet suçu” değildir. TCK’de
karşılığı vardır.
Sonuç: Cumhurbaşkanlarının işlediği suçlardan
(Vatana ihanetten açılacak davalar hariç!) dolayı, Anayasa’nın 148. maddesinin 6. ve 8. fıkrasındaki hükmüne dayanarak Cumhuriyet Başsavcısı veya Cumhuriyet
Başsavcıvekili’nin suçlamasıyla Yüce Divan’da yargılanmalarına Anayasa’nın 105.
maddesi engel değildir.
Yanlış terazi ile temel doğru olsa bile hüküm
kurulamaz.
[*] Cumhurbaşkanılarının
görevleriyle ilgili olmayan suçlar konusu bu makalenin dışındadır.